Reflüye neden olan yiyecek ve içecekler

fizyolojik reflülerin sayısının ve süresinin fazla olması yemek borusunda hasara yol açabilir. Biz bu durumu “Gastroözafagiyel Reflü” hastalığı olarak tanımlıyoruz”

Reflüye neden olan yiyecek ve içecekler

Mide içeriğinin yemek borusuna geri dönmesiyle ortaya çıkan, yaşam kalitesini bozabilen bir sağlık sorunu olan reflü, mide fıtığı, alt yemek borusu adalesinin gevşekliği, mide çıkışında darlıklar gibi yapısal nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Bazı yiyecekleri fazla miktarda ve hızlı tüketmek de reflüye yol açabiliyor.

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Sadık Yıldırım, insanların yüzde 60'ının 15 günde 3-5 defa reflü yaşadığını belirtiyor. Reflünün fizyolojik olarak insanlarda bulunduğunu ve özellikle yemekten sonra bir miktar reflü olabileceğini, bu reflünün çok kısa sürdüğünü belirten Yıldırım, “Ancak fizyolojik reflülerin sayısının ve süresinin fazla olması yemek borusunda hasara yol açabilir. Biz bu durumu “Gastroözafagiyel Reflü” hastalığı olarak tanımlıyoruz” dedi.

Reflü Yapan Yiyecek, İçecek Ve Maddeler

-En çok fast food tarzı çabuk hazırlanan yiyecekler
-Derin yağda kızartılan yiyecekler
-İçeriğinde yanmış yağ bulunan yiyecekler
-Kafein
-Sigaradaki nikotin
-Çikolata
-Kahve
-Baharat
-Alkol
-Asitli içecekler

Doç. Dr. Sadık Yıldırım, reflü nedenleri, hastalığın teşhis ve tedavisi hakkında şu bilgileri verdi:

-Yemek borusunun alt kısmındaki kalınlaşmış adale tabakasının midedeki içeriğin yukarı çıkmasını engelleyen mekanizması çeşitli nedenlerle bozuluyor. Böylelikle mideden yemek borusuna geri kaçış oluyor.

-Orta yaşlarda en sık gördüğümüz reflü hastalığının nedeni yemek borusunun alt kısmındaki gevşekliktir. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte reflünün gıdalara bağlı olabildiğini, özellikle hormon ilaçları ve bazı kalp ilaçlarına bağlı geliştiğini biliyoruz.

-Reflü, kayma fıtığı denilen mide fıtığına bağlı olarak da görülebiliyor. Bu durum mide ve yemek borusunun birleşme yerinin göğüs boşluğuna doğru hareket etmesidir. Mide içeriği böylece daha kolay yemek borusuna geçer. Reflü, ileri yaşlarda daha sık görülür.

-Çocuklarda çok görülen reflüde ise, yemek borusundaki basıncın midedeki basınca göre daha düşük olmasıyla, mide içeriği yemek borusuna geçer.

-Midenin ya da on iki parmak barsağının daraltıcı hastalıklar gibi mide çıkışını daraltan hastalıklarda da reflü oluşabiliyor.

Hangi Belirtiler İle Görülüyor?

Reflü çocuk, erişkin ve ileri yaşlarda görülebiliyor. Bebeklik çağından itibaren oluşan reflünün küçük bir kısmı kendiliğinden kayboluyor. Reflü, en sık şu belirtilerle ortaya çıkıyor:

-Göğsün ön kısmında veya karnın üst kısmında yanma veya ağrı.
-Ağıza acı su gelmesi.
-Kronik öksürük.
-Ses kısıklığı.
-Nefes darlığı.
-Daha ileri dönemlerde yemek borusunun alt kısmında oluşan ülserler.
-Yutma zorlukları, darlıklar.

Şu dört hastalıkla karışıyor, dikkat!

-Astım bronşiyel diye tedavi edilen birçok hastanın aslında yakınmalarının nedeni reflüye bağlıdır.

-Uyku apnesi denilen hastalıkta bazı tip larenjitlerde asıl neden reflü olabilir.

-Kulak iltihaplarının azımsanmayacak miktarında reflü olduğu ortaya konulmuştur.

-Kalp şikayeti olduğunu düşünüp kardiyologlara giden kalp hastalığı olmadığı saptanan hastalarda, kalbe bağlı olmayan göğüs ağrısında, reflü hastalığı düşünülmelidir. Çünkü bunların önemli bir bölümünde neden olan reflüdür. Bir kısmı da yemek borusunun fonksiyonel bozukluğuna bağlıdır.

-Reflü, gastrit ve ülserler ile karışabilir, ayırıcı tanıyı yapmak gerekir.

24 Saat Boyunca Yemek Borusu Asidini Ölçüyoruz

Reflüye bağlı olarak yemek borusunda bazı değişiklikler meydana geliyor. Doç. Dr. Sadık Yıldırım, yemek borusunun alt kısmında iltihabi değişiklikleri derecelendirdiklerini, bunların görülmesinin reflünün varlığını göstermek için en güvenilir kanıt olduğunu belirtiyor.

Bunun dışında “Ph metre” ölçümü yapılıyor. Yemek borusuna, mide ile yemek borusunun birleşme yerinin beş santimetre üstüne kateter yerleştiriliyor, bu kateter 24 saat boyunca yemek borusundaki asit miktarını ve bu asitle yemek borusunun temas süresini ortaya koyuyor. Bunların sonucunda bir değer veriyor. Bu değerin belli bir sınırın üzerinde olması, asit reflüsünü güvenilir şekilde kanıtlıyor. Reflü deyince sadece asit reflüsü olmuyor, safra reflüsü de olabiliyor. Onikiparmak barsağıyla mide arasında geri akım olan hastalarda safra kesesi ameliyatı geçirenlerde, mide çıkış yetmezliği olanlarda, safra mideye geri akım yaparak daha sonra yemek borusuna geçebiliyor, asit ile beraber safra da yemek borusuna geçince, buradaki tahribat artıyor.

Başka hangi incelemeler yapılıyor? 

-Yemek borusunun fonksiyonel durumu inceleniyor. 
- Endoskopi yapılıyor.
-Ph metre ile asit ölçülüyor.
-Manometrik incelemeler yapılıyor. Manometrik ölçümle, yemek borusunun alt kısmındaki “kapak” denilen adalenin basıncı ölçülür. Yemek borusunun kasılma şiddeti ve düzenini grafik olarak EKG gibi verir. Özellikle fonksiyonel yemek borusu hastalıklarının tanısında önemlidir. Reflü hastalığında genellikle alt adale basıncı düşüktür.

İlaçlar Asit Salgısını Azaltmaya Yarıyor

Tüm yanma şikayeti olanlara endoskopi gerekmiyor. Sürekli ilaç kullanması gerekenlerde mutlaka endoskopi yapılarak reflünün oluşturduğu tahribatın ortaya konulması gerekiyor. İlaç tedavisi ilk sırada uygulanıyor. Bunlar asit salgısını azaltmaya yarıyor. Doç. Dr. Sadık Yıldırım, reflünün tedavisi hakkında şunları söyledi:

“Proton pompa inhibitörleri dediğimiz ilaçlar, midedeki asiti yüzde 90 azaltıyor. Yüksek doz ilaç kullanması gereken ileri reflü hastalarında, uzun süre ilaç kullanması gereken hastalarda cerrahi tedavi düşünülür.”

Laparoskopi İle Yemek Borusundaki Adale Sıkılaştırılıyor

Son zamanda dünyada laparoskopik cerrahinin yaygınlaşmasıyla bu ameliyatlar çok yüksek başarıyla yapılıyor. Ameliyatta yemek borusunun mideyle birleşme yerindeki zayıf adale bölümü, midenin bir kısmının yemek borusu etrafına güçlendirici bir ameliyatla tesbit edilmesiyle güçlendirilmiş olur. Sadece midenin üst bölümü yemek borusu etrafından çevrilerek yemek borusunun üzerine dikiliyor. Mide içinde basıncı arttırdığımız zaman gıdalarla yemek borusunun alt kımında daha yüksek basınç oluşuyor. Buna anti reflü ameliyatı diyoruz. Başarılı bir ameliyattır, hastaların yüzde 95'inde belirtiler ameliyat sonrasında düzeliyor.

Cerraha Pilot Gibi Laparoskopi Eğitimi Veriliyor

Cerrahi tedavinin bu eğitimi görmüş deneyimli cerrahlar tarafından yapılması çok önemlidir. Bunun için kurslar var, sertifakalar alınıyor, sanal ortamda aynı pilotların uçak kullanmasını öğrenmesi gibi çok yüksek teknoloji ürünü sanal cihazlarla eğitim yapılıyor. İlaç ve ameliyatın dışında, yatağın baş kısmını yükseltmek, kilo vermek, reflüyü tetikleyen gıda maddelerinden uzak durulması gibi tedbirler alınmalıdır.

Yorum Yap

Diğer Haberler