Su derneklerinden raporumuza tepki
Su Sanayicileri Üreticileri Derneği ve Ambalajlı Su Üreticileri Derneği, Ambalajlı Su Raporumuza yönelik açıklama yayınladılar. Dernekler açıklamlarında Sağlık Bakanlığı'na teşekkür etmeyi de ihmal etmediler. İşte o açıklamalar:
SUSAD (SUSANAYİCİLERİ ÜRETİCİLERİ DERNEĞİ) YÖNETİM KURULU TARAFINDAN KAMU OYUNA VE TÜM İLGİLİLERE İLANEN DUYURULUR
Bu bir bilgilendirme, bir davet ve bir tenkittir.
Geçtiğimiz günlerde ulusal gazetelerin bazılarında yer alan haber dikkatimizi çekti. Sektörümüzle ilgili söylenenlerin başlığını okuduğumuzda büyük bir felaketin haberi geldi diye düşünülecek bir başlık olduğunu gördük.
Haberin içeriğini okuduğumuzda çok farklı şeylerden bahsedildiğini gördük.
Su temel ihtiyacımızdır, bu ihtiyacın giderilmesi için en önemli yollardan biri Su Sektöründe hizmet veren şirketlerdir. Bu zorlama ile teşekkül eden bir sektör değil, zorunluluklarla doğmuş, su sorunun çözmek için şekillendirilmiş ve ciddi riskli yatırımlar yapılmış bir hizmet sahasıdır. 1994 yılını hatırlayanlar, susuzluğa nasıl çözüm arandığını, bazı kişilerin ambalajlı su üretimi için girdikleri gayreti görüp nasıl huzur bulduklarını bilirler.
O GÜNÜN ÇÖZÜMÜ BUGÜNÜN SORUNU MUDUR?
Tüm dünya; susuzluğun büyük bir sorun olduğunu, bu nedenle hijyen şartlarına uygun üretilen suya ne kadar ihtiyacımız olduğunu bilmekte, beyan etmekte, bununla ilgili akademisyenler, kamu yöneticileri ve özel sektör birlikte hareket etmesi için çok geniş kapsamlı toplantılar yapmaktadır. Yani o günün çözümü bugün içinde alternatifi olmayan bir çözüm olarak devam etmektedir. Sağlıklı suya ulaşmanın yöntemlerinin en önemlilerinden biri halen ambalajlı su tüketimidir.
HABERLE KAST EDİLEN NEDİR?
Şimdi şöyle düşünelim, siz suyu ambalajlı olarak alıyorsunuz, bunun için bir bedel ödüyorsunuz, -kaldı ki ödenen bedel suya değil, suyun evinize ulaşma aşamalarındaki maliyetedir- bir gün gazetenizde bir haber okuyorsunuz. Başka tercihiniz de yok. Susuz mu duracaksınız? Aslında SUSAD olarak haberi yapan kişiye ulaşmaya gayret gösterdik, bir de ondan dinlemek istedik ancak bu mümkün olmadı.
Haberin başlığı AMBALAJLI SUYU DOĞRU KULLANMA YÖNTEMLERİ olsa idi, teşekkür eder ve bu gayretinden dolayı onu tebrik ederdik. Zira haberin içeriği tamamen bundan bahsetmekte, sorunun üretimde değil, yanlış tüketimden kaynaklandığını beyan etmektedir.
Haberin kendi içinde çelişmesi
Haberin içinde damacanalarda kullanılan su pompalarının haftada bir dezenfekte edilerek yıkanması gerektiğinden bahsedilmekte yıkamaya elverişli olmayan su pompalarının her yıl değiştirilmesi gerekmektedir.
Bu haberin kaynağı ve iline baktığımızda belli odağa hizmet ettiği açık olmakla basitliği ile de bölüm başkanına yakışıp yakışmadığını kamu oyunun takdirlerine sunuyoruz.
Kaldı ki ambalajlı su üretimi yapan firmaların tamamı kullanacakları ambalajları kapakları deterjan ve damacana dezenfeksiyon maddelerini ilgili bakanlıklardan izin almış firmalardan alınmasını şart koşmuştur. Sağlık bakanlığı Ambalaj ürünlerini kullanmaya ilgili bakanlık onayı ibraz edilmesi sureti ile izin vermektedir.
Kullanılan tüm malzemeler AB ve gelişmiş ülkelerde kabul gören ve sağlığa uygun malzemelerdir. Bu nedenledir ki Türkiye'nin su ihracatı her geçen gün artmaktadır.
Ayrıca adı geçen yazıda Sağlık Bakanlığının görevini yapmadığı ifade edilmektedir.
HABERİN YANSIMALARI
Bu haberin sonuçlarından neler ortaya çıkar düşüncesiyle biraz sessiz durup yansımalarını izledik. Açıkçası haberin yayınlandığı internet ortamında yorum yapılmadığını gördük. Haberin başlığı ile murad edilenin gerçekleşmediğini sevinerek izledik. Ümit ediyoruz haberin içeriği halkın bilinçlenmesine katkı sağlar ve doğru tüketim için adım atılmasına zemin hazırlar.
SAĞLIK BAKANLIĞINA TEŞEKKÜR EDİYORUZ
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklama bizi ayrıca memnun etti. Sağlık Bakanlığı, Ankara'da yapılan ve damacana sularının kirli olduğunu tespit eden araştırmaya ilişkin olarak, "Bu araştırma, evimize temiz olarak aldığımız suyumuzu yeterli özeni göstermediğimiz takdirde kendi elimizle kirletebileceğimizi göstermiştir" değerlendirmesinde bulundu.
Sonuç olarak 2007 yılında AB uyum sürecine uygun yönetmelik yayınlanmış Türkiye genelinde bu yönetmeliğe göre ruhsat almış 250 firma azami hijyen koşullarında üretim yapmakta ve bakanlıkça denetime tabi tutulmaktadır.
Yapılan bu denetimlere baktığımızda, görsel ve yazılı basından da anlaşılacağı üzere son iki yıldır ambalajlı sular hakkında olumsuz haber yok denecek kadar azdır. Bu da sektörde taşların yerine oturmaya başladığının göstergesidir.
Asıl konuşmamız gerekenler ise;
Ambalajlı su sektörü ekonomik krizin had safhada olduğu bugünlerde istihdam sağlayan ender sektörlerden bir tanesidir.
Olağan üstü hallerde şehir şebekelerinin zarar görmesi halinde sigorta vazifesi görmektedir.
Ülkemizin atıl duran yer altı zenginliklerini her geçen yıl artarak yurt dışına ihracat yapmak sureti ile ülkemize döviz girdisi sağlayan temsilcileriyiz.
KARARLIYIZ
İçme suyu ile ilgili olan her konunun takipçisi olduğumuzu duyuruyor, halkın yanıltılmasına izin vermeyeceğimizi tüm samimiyetimizle beyan ediyoruz…
Saygılarımızla,
SUSAD Yönetim Kurulu
Kaynak
Açıklama yapan sektör derneklerinin tepki verme haklarına saygı duyuyor ve kullandıkları dildeki nezaket nedeniyle teşekkür ediyoruz.
Yorum Yap