Danıştay'dan muhteşem GDO kararı

GDO’lu mısırların hayvan yemi olarak kullanımı ile ilgili Danıştay’dan çarpıcı bir karar çıktı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, GDO’lu mısırların hayvan yemi olarak kullanımına izin veren Biyogüvenlik Kurulu kararlarının yürütmesini durdurdu. Kararla, söz konusu mısırların ithalatı yasaklanmış oldu. Aynı zamanda, iç piyasada olan ürünlerin de toplatılması gerekiyor.

Danıştay'dan muhteşem GDO kararı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Biyogüvenlik Kurulu`nun 24.12.2011 tarih, 28152 sayılı Resmi Gazete`de yayınlanan MON810 ve MON88017xMON810 mısır çeşidi ve ürünlerinin hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verilmesi yönündeki 16 ve 18 nolu kararlarının yanı sıra 29.04.2010 günlü "GDO ve Hükümlerine Dair Uygulama Talimatı"nın yürütmesini durdurmuştur.

Mahkemenin durdurma gerekçesinde ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde, insan sağlığının, çevre sağlığının, biyolojik çeşitliliğin ve gıda güvenliğinin söz konusu olduğu durumlarda, taraf devletlerin konuya ihtiyatilik (öntedbirci) ilkesi çerçevesinde yaklaşmaları gerektiği vurgulanmıştır.

"İTHALAT İZNİ HUKUKA AYKIRI"

Danıştay, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği İktisadi İşletmesi, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği Derneği, Yumurta Üreticileri Birliği tarafından genetiği değiştirilmiş söz konusu iki mısır çeşidinin Türkiye`de yem olarak ithalatına ve piyasaya sürülmesi için yapılan başvuru neticesinde verilen ithalat izninin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir.

"RİSKLER AÇIKÇA BELİRTİLDİĞİ HALDE İZİN VERİLDİ"

Kararda, transgenik mısırların incelenmesi için Biyogüvenlik Kurulu tarafından oluşturulan Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo Ekonomik Değerlendirme Komitesi`nin değerlendirme raporları hazırladığı, bu raporlarda anılan transgenik ürünlerin gen aktarımı yönteminin ürettiği besin değeri, alerjik ve toksik etkileri ile çevreye olası gen geçişlerinden kaynaklanabilecek risklerinden açıkça bahsedildiğine dikkat çekilmiştir. Transgenik mısır çeşitlerinin yaygın olarak yetiştirildiği ABD ve Kanada`da yabani mısır çeşidinin bulunmamasına rağmen ülkemizde geleneksel mısır çeşitlerinin yetiştirildiği ve izin verilen transgenik mısır çeşitlerinin sakıncalarını gösteren bilimsel çalışmaların gözardı edildiği belirtilmektedir.

KURUL KARARLARININ YÜRÜTMESİ DURDURULDU

Anılan değerlendirmeler karşısında, söz konusu genetiği değiştirilmiş mısır çeşidinin hayvan yemi olarak kullanılmasının insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevreye ve biyoçeşitliliğe zararlı olmadığı, dolayısıyla güvenli olduğu sonucuna ulaşabilmenin hukuken olanaklı olmadığı vurgulanmıştır. İnsan, hayvan, bitki sağlığı, çevre ve biyoçeşitliliği doğrudan ilgilendiren bu konuda "ihtiyatilik ilkesi" çerçevesinde hareket edilmesinin zorunlu olduğuna dikkat çekilen kararda, Biyogüvenlik Kanunu`nun 2/ü maddesinde öngörülen şekilde bilimsel yöntemlerle somut olarak risklerin ortaya koyulmadan transgenik mısırların hayvan yemi olarak kullanılması amacıyla ithaline ve piyasaya sunulmasına izin verilmesinin, idarelerin hukuki denetiminin yapıldığı Mahkemelerce korunamayacağı belirtilerek izin ve Talimat düzenlemesinin yürütmesi durdurulmuştur.

"İTHİYATİLİK İLKESİNE UYULMADI"

Türkiye`de mısırın %75`inin hayvancılık sektöründe yem olarak kullanıldığı bilinmektedir. Danıştay`ın kararları doğrultusunda, özellikle kanatlı hayvanların beslenmesinde enerji kaynağı olan transgenik mısır izinlerinin derhal durdurulması gerekmektedir. Ayrıca Biyogüvenlik Kurulu`nca verilen ithalat izinleri devam eden 14 mısır ve 3 soya çeşidinin daha hayvan yemi olarak ithalatı ve piyasaya sürülmesine son verilmelidir.

Söz konusu ürünlerin yurtiçinde dağıtım ağı incelenerek bu ürünlerin toplatılması, insan, hayvan, bitki sağlığı, çevre ve biyoçeşitliliği doğrudan ilgilendiren bu konuda "ihtiyatilik ilkesi"nin en katı şekilde uygulanması gerekmektedir. Genetiği değiştirilmiş mısır çeşidinin taşıma, kullanma veya muhafazası sırasında çeşitli yollarla ülkemizde üretilen geleneksel mısır çeşidine bulaşma olasılığı da göz ardı edilmemelidir. Bu kapsamda sulanabilir arazilerimiz artırılmalı ve sağlanacak teşviklerle mısır ve soya üretimi ülkemizin ihtiyacını karşılayacak düzeye çıkarılmalıdır. Bu doğrultuda da tarıma gerekli bütçe ayrılmalıdır. 

"YEREL TÜRLER TEHDİT ALTINDA"

Üreticinin üretim araçlarını belirleme ve toplumsallaştırabilme, toplumun gıdanın geleceğini bilme özgürlüğünün ortadan kaldırılmaması, ekolojik dengenin ve ekosistem işleyişinin bozulmaması, GDO`nun kendisinin veya özelliklerinin istenmeyen şekilde çevreye yayılmaması, yerel çeşitlerin devamlılığının tehlikeye düşürülmemesi için bu gıdaların ve tarımsal ürünlerin insan ve çevre sağlığını tehdit etmediğini şirketler ispat etmedikçe, bu ürünlerin kullanılmasına izin verilmemelidir.

Mahkeme kararı ve Platformumuzun yıllardır yaptığı uyarılar dikkate alınarak, Biyogüvenlik Kurulu`nca izin verilen toplam 16 adet transgenik mısır ve 3 adet transgenik soya çeşidinin hayvan yemi olarak ithalatı ve piyasaya sürümü derhal durdurulmalı, ithaline izin verilen tüm ürünler toplatılmalı, GDO`lu ürünlerin etki ve izleme raporları da kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

MASAL ANLATMAYIN GDO'CULAR

Dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na gitti. Kurul, 11 sayfalık gerekçeli kararını açıkladı, üç gün önce de taraflara tebliğ etti. Kurul, kararında söz konusu ürünlere ilişkin Biyogüvenlik Kurulu'nun verdiği kararın yürütmesini durdurdu.


Kurul kararında, söz konusu iki mısır çeşidinin, yerli mısır tohumlarına da zarar verebileceğine işaret etti.

Söz konusu kararla birlikte, iki mısır çeşidinin ithalatının yasaklanmış olduğunu, iç piyasada var olan ürünlerin de toplatılması gerekiyor.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun verdiği karar sonrası dosya yeniden Danıştay 10. Daire'ye gelecek. Ancak genel uygulama, bir üst kurulun kararına uyulacağı yönünde. 10. Daire'nin kararında direnmesi durumunda itiraz için de yine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na gidiliyor.

GIDA HAREKETİ OLARAK EMEĞİ GEÇENLERİ KUTLARIZ

 

Yorum Yap

Diğer Haberler